26 Aralık 2013 Perşembe

NE KADAR YAKINDAN BAKARSAN O KADAR AZ ŞEY GÖRÜRSÜN!




İlizyon: yanılsama. Gerçek bir nesnenin duyular üzerindeki izlenimlerinin yanlış değerlendirilmesidir.
Burada sizi farklı açıdan düşündürmeyi planlıyorum. Sihirbazlarla ilgili bir film seyrederken diyalogtaki bir söz beni etkiledi ve sözden yola çıkarak aklıma gelenleri yazıya döktüm.

İlizyonu, seyirlik bir eğlence sanırken, aslında yaşamımızın her anı bir ilizyon değil mi? Görmek istediğimiz şekilde duyumsamak ve değerlendirmekten ibaret.
Anne baba olarak bir çocuk dünyaya getirirken, onu şekillendirirken hepimiz birer ilizyonistiz. Çocuk bazı yetileri ile doğup ve bir potansiyele sahipken; daha anne karnında bu ilizyonu gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Kurduğumuz hayaller ya da onunla ilgili planlarla.
Bu gösteriden ya tam bir hayalkırıklığı ve hüsran ile çıkacaksınız ya da bu hayatınızın show'u olacak. Burada show'u yaparken kim dünyanın merkezinde olmalı? Kim seyirci olmalı?
Seyirci olmak derken, kastettiğim çocuğun kendi yolunu bulmasında ebeveyninin onu takip etmesi ve yaşamın sihrini yaşayarak, deneyerek, tekrar tekrar yaparak anlamasına yardım etmesiyken, seyirci olmak çoğu ebeveyne iyi gelmiyor. Herşey en ince ayrıntısına kadar düşünülüyor, planlanıyor, kararlar veriliyor ve Show başlıyor. Aslında ebeveyn sahnede rol çalıyor. Çocuğun rolünü. Bu rol, çocuğun yaşamını ve kaderini belirleyecekken, elinden alınıyor. Bu anne babanın da narsisizmini körükleyen bir şey, "ben yaptım!", " benim ürünüm!" "Benim numaram!"

Bu plan ve hayallere o kadar kaptırınca kendini, çocuğun potansiyelini, ne istediğini ve yaşam yolunu kaçırıyoruz. Anne babanınki ile çocuğunki o kadar karışıyor ki, hangisi gerçek algılanamıyor.
Çocuğun düşünecek ne fırsatı var ne de oyununu kurgulayacak ortamı. Nasıl hissetmesi gerektiği bile sufle veriliyor. Acımasız değilim, son dönemde gördüğüm anne babalık profilleri bu! Ister inanın ister inanmayın. Tabi ki bir grubu toptan yargılamıyorum ancak Sosyo kültürel seviyesi yüksek anne babalarda gözlemlediğim bu! Üzgünüm. Bazen "rahat bırakın şu çocukları" demek geliyor içimden. "Bırakın show'larının baş rolünü onlara" demek istiyorum. Sağlıklı büyüsün, zarar görmesin, mutsuz olmasın, herşey yolunda gitsin, hep eğlensin, hiç bişey kaçmasın da her şey gibi abartılınca bir yanılsamaya dönüşüveriyor.  

Sonsözü başlığa bağlıyorum ve soruyorum: "Siz bu ilizyonun neresindesiniz? "



Hiç yorum yok:

Problem Çözme Süreci - 2