Son dönemde okullarda çocuk ve ergenlere yaşam becerilerinin
öğretilmesinden bahseder olduk. Hayatın günlük akışı içinde deneyimleyerek
öğrendiğimiz beceriler artık bir paket program olarak sunuluyor. Sunulan
programların önleyici etkileri gerçekten yüksek. Ancak çocuğa ya da ergene
kendi ortamında sorunları çözmeleri için deneyimleyecek fırsat verilmiyorsa bu
çalışmalar yapay ve havada kalan çalışmalar olmaktan öteye gidemiyor.
Çünkü çocuklara simülatif bir ortamda karşılaştıkları problemlere yönelik
uygulayabilecekleri beceriler verilmeye çalışılıyor ama doğal bir deneyimleme
fırsatı ve en kötüsü kendi akışı içerisinde sorun yaşamasına maalesef izin
verilmiyor.
Yıllar içerisinde ortaya çıkan farklı farklı ebeveyn tutumlarının, çevresel
düzenlemelerin çocuklardaki bazı yaşamsal becerileri körelttiğini gözlüyoruz.
Bunlardan belki de en çok etkileneni, sorunla karşılaştıklarında sorunu
çözebilme becerisi oldu.
Son dönemin helikopter ebeveynliği, artık "Kar Küreyici"
ebeveynlik adı ile ifade edilir olmaya başladı. Yani çocuğun yolu üzerindeki
tüm sorunları itip ona yol açmak daha da vahim bir durum. Çünkü hiçbir şey
yapmadan kendi adına temizlenmiş, hiç bir engebenin olmadığı bir yolda, kişinin
güçlenmesi, bir kişilik ya da karakter oluşturması çok zor. Maalesef son
dönemde her yere ve her ortama hükmetmeye çalışan, what's up grupları ile her
sürece müdahale eden ebeveynler çocuğun gelişimine ne kadar yıkıcı bir etki
ettiklerini fark etmiyorlar.
Aslolan, doğduğu andan itibaren yaşına uygun, kendi doğal akışında ve
sosyal yaşantısı içerisinde yaşanan her ne ise deneyimleme fırsatı
sunulmasıdır.
Konuyu iki bölümde ele alacağım.
Çocuklar büyüdükçe, kendilerinin çözmesi gereken problemlerle ister istemez
karşılaşacaklar, karşılaşmak durumundalar. Anne baba olarak
çocuklarımızın karşılaşacağı her problemi onlar adına ortadan kaldıramayız, her
an önlerindeki engelleri temizleyemeyiz ya da karşılaştıkları sorunların
çözümlerine yönelik tavsiye vermek için daima yanlarında bulunamayız.
Ancak kendisinin sorunları çözerken kullanabileceği becerileri ve
stratejileri hem yaklaşımımızla hem de model olarak geliştirmesine yardımcı
olabiliriz.
Önemli noktalardan biri, anne babalık bakış açımızı gözden geçirmektir.
Anne babaların nasıl bir ebeveyn olduğuna dair objektif bir şekilde kendini
değerlendirmelerini bir uzman olarak önemsiyorum. Diğer önemli nokta ise,
anne baba olarak problemlere yaklaşım tarzıdır. Çünkü çocuklar küçüklükten
itibaren yakın temasta oldukları kişileri kopyalarlar. Çocuğun bir orjini vardır
ama anne babadan bağımsız değildir, ebeveynin tepkilerinin de birer
yansımasıdırlar aynı zamanda. Bunu kriz ya da problem durumlarında, çocukların
verdikleri tepkileri ile biz yetişkinlere aynalama yaptıklarında
görebilirsiniz.
Aslında hiçbirimiz bir sorunla karşılaştığımızda nasıl çözeceğimizle ilgili
bir bilgi ya da becerilerle doğmadık. Problem çözme, çatışma yönetimi gibi
beceriler yaşla beraber deneyimlenerek öğrenilen, gelişen beceriler olarak
karşımıza çıkar.
Özellikle ergenlik gibi yaşlarda kimlik gelişimi için yaşadığı sorunları
kendisinin çözmesi çok daha önemlidir. Ergenler problem çözme ve
çatışmaları kendi başlarına halletme becerileri ve stratejilerini öğrendikçe
kendilerini daha iyi ve güvenli hissedeceklerdir.
Ergenler yaş özellikleri nedeniyle olaylara karşı daha tepkisel
yaklaşabilirler. Süreci tırmandıracak inatlaşmalara ya da çatışmalara girmeye
daha meyillidirler. Dolayısıyla ergenlerin tepkilerini kişiselleştirmeden
sakinlikle karşılayabilmek de çevresindeki yetişkinlerin dikkate alması gereken
bir durumdur. Ergen, yaşın gelişimsel özellikleri nedeniyle inatlaşır, çatışır,
uzatır, bu konuda süreci sağduyulu bir şekilde yönetecek kişi yetişkinin
kendisidir.
Bu tür zamanlarda sorunları çözerken, şu basamakları dikkate alabilir ve
ergen çocuğunuza da şu şekilde yön verebilirsiniz:
- Olay ya
da soruna tepkisi karşısında sakin kalın ve düşünün! Siz sakin kaldıkça
karşınızdaki ergen de sakinleşecektir. O an hararet yüksekse sizi mantıklı
bir şekilde dinlemeyecektir. Böyle zamanlarda sizin vereceğiniz tepkiler
süreci daha çok tırmandırabilir. O nedenle o an susmak, sakin kalmak altta
kalmak, haddini bildirmemek olarak algılanmamalıdır.
- Ortam
durulduktan sonra ne olduğunu anlamak için dinleyin. Tarafsızlığınızı
koruyarak, kullandığı kelimelere ve ifadelere takılmadan anlatmak
istediğinin altında yatanı anlamaya çalışın.
- Durum
karşısındaki yapılabilecek seçenekleri düşünmek için ortam yaratın. Soruna
değil, çözüme odaklanın .
- Kendi
yaşadığı sorun için hemen tavsiyelerde bulunmak yerine onun çözüm
üretmesine ve seçeneklerden aklına yatanı uygulama sorumluluğunu almasına
destek verin.
- Başkalarının
görüş ve ihtiyaçlarına saygı gösterin. Çocuğunuzun da göstermesine
yardımcı olun.
- Her
anlattığı ya da ifade ettiğini yorumlamayın ve anlam yüklemeyin.
Ergenliğin doğası gereği, duygusal süreçlerin yoğunluğu ile bazen
yaşadıklarını abartılı şekilde de aktarabilirler. Eteklerindeki taşı
dökerler, rahatlarlar, sonra da hiçbir şey olmamış gibi davranabilirler.
Bir gün sizin önceki aktarımları karşısındaki tepkiselliğinize "Yooo,
öyle değildi, sen abartıyorsun"diyebilirler. Bu sizi
şaşırtmasın.
Ergenlerin kendi başlarına iyi kararlar verebilmek ve strateji
geliştirebilmeleri için daha bağımsız hareket edebilme şansları
olmalıdır.
Şu ana kadar görüştüğüm pek çok ebeveynin beklentisi olan "Kendi
ayakları üzerinde durması" ancak bu şekilde oluşturulabilir.
Louise L. Hay'in dediği bu nokta da önemlidir:
"Ben sorunları düzeltmem, düşüncemi düzeltirim. Sonra sorunlar
kendiliğinden düzelir."
2. bölüm ile devam edeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder