16 Eylül 2018 Pazar

Okul Başlarken...





Sevgili Anne babalar,
Okulların açılma mevsimi geldi. Yine tempolu bir dönem başlıyor.
Hangi yaşta ya da sınıf seviyesinde olursa olsun, her okul açılışı çocuklar için yeni bir başlangıçtır. Okul konusunda çocuklardan çok daha heyecanlısınız. Çocuğunuz için her şeyin iyi olmasını, başarılı, mutlu olmasını istiyorsunuz.
“Her horoz kendi çöplüğünde öter.” sözünü çok severim. Çocuklar için okul, aileden sonra onların en önemli sosyal alanlarıdır. Okulun kendi çöplükleri olduğunu düşünürsek orada işleri kendileri yürütebilmeleri için sizin desteğinize ihtiyaçları bulunmakta.
Öncelikle çocuklarınızı çok önemsediğinizi ve hayatınızdaki her şeyi durduracak ya da erteleyecek ve çocuğunuzun her şeyi olacak kadar çok sevdiğinizi biliyorum.  Bu nedenle kendinizden zaman, enerji, para, meşguliyet  açısından pek çok fedakarlık yapıyorsunuz.  Aslında böyle büyük fedakarlıklar sizleri yıpratırken onların da farkında olmadan gelişim alanlarını etkiliyor. Bazen kaş yapalım derken göz çıkarma durumuna dönüşüyor. Önce ebeveyn ve çocuğun bu kadar iç içe geçmişliğini bir ayıralım. Çocuğunuzun alanı,  sizin alanınız ve ortak alan olarak kombine edilmesi herkesi rahatlatacaktır. Sizin birincil alanınız çocuğunuzun sosyal alanı ve okul değildir. Okul çocuğunuzun kendi birincil alanıdır. Okulu ve çocuklarınızın öncelikli yaşamlarını kendi birinci alanınızdan çıkarıp kendinize, hobilerinize ya da kendi ilgilenmek istediklerinize zaman ayırın. Çocuğunuzun kendi alanı içinde yaşadıkları size de yansıdığı için sizi de etkileyecektir ancak o alanda birinci sorumlu kişi çocuğunuzdur.  Okul,  hangi yaşta olursa olsun, çocuğunuzun birincil alanıdır, bırakın, o alanı kendisi yürütmeyi öğrensin.

Sabırlı olun, İlk günden, ilk saatten hemen her şeyin sizin istediğiniz, beklediğiniz düzende ve akışta gitmesi hiç kolay bir durum değildir. Öğretmenleriyle, arkadaşlarıyla bir ahenk oluşturması için sabırlı olun. Dans pistine çıktığınız anda partnerinizle belli bir uyumda dans edebilmeniz, birbirinizin dilinden anlayabilmeniz için birbirinizi tanımanız, birlikte  çalışmanız ve vakit geçirmeniz gerekir. Çocuklar için de bu durum geçerlidir. Dışarıdan müdahale ettikçe o ortamın doğallığı ve akışı bozulabilir.
?( Yeni bir işe başladınız ya da yeni bir spor merkezine, vb. Uyum süreciniz nasıl geçer? Yakın çevrenizden nasıl bir destek beklersiniz? )

  Zaman tanıyın. Çocuğunuz kendini en rahat hissettiği alan olan evine geldiğinde, duygularını en ham şekilde ifade eder. Çocuklar bu konuda daha rahattır. Duygusunu öyle veya böyle gösterir, rahatlar, yola devam eder ama anne babalar anlattıklarına takılıp yetişkin bilişselliği ile çocuğun aktarımlarını farklı yorumlayıp müdahale edebilirler.  Size olan aktarımları üzerine duruma hemen müdahale etmeyin. Yaşananlar bazen sizin gördüğünüz ve çocuğunuzun algıladığı ya da aktardığı gibi olmayabilir. Dinlemede kalın ve süreci gözleyin. İlgili kişilerle iletişim kurarak bilgi ve yönlendirmelerini dikkate alın.  Unutmayın, bu onun konusu, sizin değil.
? (Sizler yoğun ya da yorucu bir günden sonra nerede, nasıl rahatlarsınız? Paylaşımlarınız üzerine  eşiniz ya da paylaştığınız kişi,  duruma müdahale etse ne düşünür ve ne hissedersiniz?)

Sakin kalın, bu dönemde çocukların en büyük ihtiyacı çevresinde sakin, sabırlı yetişkinler görmektir.  Akşam eve size nasıl bir duygu durumu ile gelirse gelsin, çocukların anlayışlı, dinleyen ve bir o kadar sakin, muktedir duruşa ihtiyacı vardır. Yoğun bir iş temposundan sonra bu hiç kolay değil deseniz de bunun için siz de kendinizi rahatlatacak alanlar ve yöntemler oluşturun, gerekirse destek alın. Yetişkin olarak maçın hakemi sizsiniz.
?(Stresli ya da sıkıcı bir günün sonunda size evde nasıl bir tutum iyi gelir?)

Güvenin. Çocukların okul gibi kendilerine ait sosyal ortamlarında yaşadıkları sorunlarla baş etmeleri deneyimlerle kazanılır. Çocuğun yaşanan olaylar karşısında deneyimlemesine fırsat vermek yerine önüne geçmek gelişimini ketlemek demektir. Anne babaların okuldaki kişilere ve yaşanan durumlardaki yaklaşımlara güven duyması önemlidir. Önce çocuğunuza daha sonra onunla okul ortamında beraber olan öğretmenlerine güvenmek zorundasınız. Çünkü okuldaki kişilerin bu konunun eğitimini aldığını ve okul konusunun onların uzmanlığı olduğunu akılda tutmak gerekir. Görüş sahibi olmak başka bir şeydir, o konunun uzmanı olmak başka bir şeydir. Bazen bu iki durum birbirine karışabilmekte ve okuldaki sürece anne babaların kendi düşünceleri üzerinden müdahale etme eğilimi gösterdiği gözlenmektedir. Ancak eğitim gibi profesyonel meslek alanları, kişisel görüşlerle ilerleyen alanlar değildir. Eğitim işi, gelişimsel bir süreçtir, zaman gerekir, süreklilik gerekir. Güvenmekte zorlanıyorsanız, altında yatan nedenleri ve olası çözümleri gözden geçirmek önemlidir. 
?( Kendi meslek alanınızda yaptığınız işe meslek dışından kişi/kişiler yorum yaparak, müdahale ederek karışmak isteseler, güvensizlik hissetseniz ne hisseder ya da ne düşünürsünüz?)

 Her çocuğun hızı farklıdır. Kendi hedef, istek ya da bakış açınızla değil, çocuğunuzun hızını ve ihtiyaçlarını baz alın. Kendi isteklerinize göre çocuklarınızı “oldurmaya” çalışmayın. Sizin çocuğunuz için istediğiniz şeyin çocuğunuzu daha başarılı ya da daha mutlu yapacağını düşünüyorsanız da bu durum çocuğunuz ve okul sürecini daha sancılı hale getirebilir. Çocuğunuzun potansiyeli, hedefleri, tercihleri önemlidir, bunları anlamaya ve çocuğunuzu tanımaya çalışın.  
?(  Anneniz babanız bu konuda nasıl yaklaşmıştı? Şu an olmak istediğiniz noktada ve mutlu musunuz?)

Objektif olun. Son dönemde anne babalar arasında iletişim grupları üzerinden yapılan yorumlar, paylaşımlar ile okula, öğretmenlere, çocuğun arkadaşlıklarına, sosyal ortamına  müdahale edilmeye çalışıldığı sıklıkla gözlenmektedir.  İletişim grupları üzerinden dolaylı yansıyan olaylara karşı temkinli yaklaşmanız, yapılan yorumları çocuğunuza yansıtmamanız hatta o yorum ve aktarımlarla müdahale etmemeniz önemlidir. Çocuğunuzla konuşma zamanları yaratmak, onu dinlemek, aktarımlar varsa nasıl yardımcı olabileceğinizi anlamak, beraber alternatif çözüm yolları üzerinde düşünmek, çocuğunuzun kendi ortamında daha sağlıklı bir iletişim kurmasını destekleyecektir.  

Gerçekçi Olun. Hayatın duygusal iniş ve çıkışlarını, çocuklar da kendi sosyal, duygusal çerçeveleri içerisinde yaşayacaklardır. Yaşamamaları gerçekçi olmaz. Sosyal ortamda riski sıfırlayabilmek mümkün değildir. O nedenle mutsuz olmasına, yenilmesine, üzülmesine, öfkelenmesine, istemediği sonuçlarla karşılaşmasına anne baba olarak her zaman müdahale edilemeyeceği hatırlanmalıdır.  Her an anne babanın müdahale ettiği, çocuğun kendi spontan sosyal ortamını kontrol ederek yönlendirdiği durumlarda sağlıklı ruh sağlığı gelişiminden bahsedilemez. Eve her daim %100 mutlu gelmeyeceği, sorunlar yaşanacağı konusunda gerçekçi olmanız ve yaşananlara dair sakin yaklaşımlarınız çocuklarınızın da olayları daha normalize etmesini sağlayacaktır.
Bazen sorun durumlar çözülemeyebilir, bazen uzayabilir. Bu durumlara  alt yapısı anlamında hazır olmayan çocukların, yaş ne olursa olsun, her yeni sürece adapte olması,  yeni çözümler üretmesi, alternatifler geliştirecek esnekliği sağlayabilmesi zorlaşacaktır. Her şey istediği zamanda, istediği şekilde olmadığı durumlarda bu duygu ile baş etmeyi bırakın, mutsuz ve başarısız olması  içten bile değildir.
 Her konuda her an yanında olamayacağınız gerçeğini göz önüne alırsak, kendi başına baş edebilecek dayanıklılığı geliştirmesi, her duruma uyum sağlayabilecek esnekliği kazanabilmesi deneyimlerle olur. Çocuğun yaşadığı her olası sorun duruma müdahale ederek, sürece dahil olarak yaşayacağı önemli deneyim yaşantılarına engel olmayın. İçinizden “çocuğum bu durumlarla baş edebilecek potansiyele sahip, üstesinden gelebilir.” diyerek kendinizi rahatlatın, güven verin.

Yeni okul yılına aşağıdaki gibi bir motto ile başlayalım, ne dersiniz?

“Beni mutlu etmeye çalışma, benimle mutlu ol.”


Hiç yorum yok:

Problem Çözme Süreci - 2